Dezavantajlı Gruplar için Uzaktan Eğitim

Mehmet FIRAT
2 min readSep 3, 2020

--

Uzaktan Eğitimin çıkış noktalarından biri eğitimde fırsat eşitliğidir. Uzaktan Eğitim çalışmaları 1800'lü yılların başlarına kadar uzansa da temelde 1900'lü yıllarda Sosyal Devlet anlayışının yerleştiği döneme denk gelir. Sosyal Devlet anlayışında eğitim en temel yurttaşlık hakkıdır ve bu hak hiç bir şekilde engellenemez. türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 42. Maddesi şöyle der: “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.”

Coğrafi, fizyolojik, psikolojik, sosyal, sağlık, ekonomik, siyasal ve kültürel açılardan geleneksel eğitim sistemine dahil olamayan dezavantajlı bireylerin eğitime erişimi her zaman önemli problemlerle karşılaşmıştır. Bu problemleri temelde iki gurupta incelemek mümkündür.

Fiziki eğitim ortamlarının erişilebilirliği ve Öğrenme çevrelerinin erişilebilirliği

İşin özüne indiğimizde şunu görürüz: dezavantajlı bireylerin eğitim ile ilgili problemleri aslında ERİŞİLEBİLİRLİK problemidir. İşte dezavantajlı bireyler için Uzaktan Eğitimi hayati düzeyde önemli kılan şey onun bu erişilebilirlik problemini ortadan kaldırabilme potansiyelidir. Çünkü uzaktan eğitim, zaman ve mekandan bağımsız olarak zengin öğrenme çevreleri sunabilir. Yani hem ilk problem olan fiziki eğitim ortamlarına erişim zorunluluğu ortadan kalkmış olur hem de sınıftaki geleneksel görsel-sözel anlatımın dışına çıkılarak basılı-dijital, yazılı-görsel-sözel içerikler sunulabilir. Böylece dezavantajlı bireylerin eğitime erişiminin önündeki iki temel engel kaldırılmış olur.

Geniş erişilebilirlik skalası tüm öğrencilerin yararınadır.

Eğitimde erişilebilirliğin genişletilmesi sadece dezavantajlı bireyler için değil tüm öğrenciler için avantaj sağlar.

Uzaktan eğitim sadece dezavantajlı bireylere değil hali hazırda bir işte çalışan meslek sahiplerine ve farklı öğrenme stillerine sahip bireylere de avantajlar sağlar. Örneğin sesli kitaplar sadece görme engelli öğrenciler tarafından kullanılmaz, aynı zamanda sesli anlatımla öğrenmeye yatkın bireyler, iş başındayken, spor yaparken, yolculuk yaparken öğrenmek isteyen bireyler tarafından da kullanılır.

Yeterli derinlikte bakılırsa her birey en az bir noktada dezavantajlı guruba girer

Hepimiz bir şekilde ya fiziksel, ya sosyo-kültürel, ya psikolojik, ya ekonomik anlamda dezavantajlı sayılırız. Bunlardan hiçbiri yoksa bile öğrenme stillerimiz açısından farklılaşırız. Yani her birimiz aslında uzaktan eğitimin sunduğu erişilebilirlik sıklasının genişletilmesinden yararlanırız. Ne demek geniş erişilebilirlik skalası?

  1. Derslerin hem basılı kaynaklardan, hem öğrenme yönetim sisteminden hem mobil uygulama üzerinden, hem TV üzerinden sunulabilmesidir.
  2. Hem senkron(eşzamanlı) hem de asenkron(eşzamansız) sunulabilmesidir.
  3. Öğrenme materyallerinin hem yazılı, hem işitsel hem de görsel tasarlanmısıdır.
  4. Çok kanalı erişime uygun olarak her bir içeriğin sunulduğu kanala uygun olarak tasarlanmasıdır.
  5. Öğrenenin kendi ihtiyaçlarına ve özel gereksinimine uygun olarak seçebileceği zengin öğrenme çevreleri sunmaktır.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminin dezavantajlı öğrenenler için önemi

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi 39 yıldır Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde dezavantajlı ve özel gereksinimli bireye yükseköğretim imkanı sunmaktadır. Açıköğretim Sistemi, bu süreçte 120 binden fazla özel gereksinimli öğrenci mezun etmiştir. Ülkemizde birçok özel gereksinimli bireyin Açıköğretim dışında bir yükseköğretim okuma şansı olmamıştır. Açıköğretim sistemi de bu bilinç ve sorumlulukla her geçen gün uygulamalarını zenginleştirmiş, Engelsiz AÖF sloganı ile çok kanallı bir erişilebilirlik politikası gütmüştür. Tam da bu nedenle aynı eğitim içeriği için yaklaşık 10 farklı materyal üretilmiştir. Yine bu nedenle Açıköğretimde eğitim sadece İnternet üzerinden değil hem basılı kaynaklar yoluyla, hem çevrimiçi, hem TV üzerinden hem de mobil cihazlarda olmalıdır.

--

--

Mehmet FIRAT
Mehmet FIRAT

Written by Mehmet FIRAT

Prof.Dr. Educational Technology

No responses yet